20 Haziran 2012 Çarşamba

İki Mavi, Bir Ben..


Kalemim gemi, defterim deniz, duygularım gökyüzü.. Seyrediyorum iki mavi arasında, dökülüyor kelimelerim deniz üzerine.. Fonda sakin bir İspanyol ezgisi, içime işliyor kendini belli etmeden..

Soğuk geliyor bir yerlerden, gecenin soğuğu, İstanbul'’ un ayazı.. Kahve kokusundan başka ısıtan yok içimi.. Müzik, kahve, kalemim, defterim, duygularım ve ben..

Ne yazacağını bilmeden seyrediyorum mavilerin arasında.. Rotası yok gemimin.. Gökyüzüne göre ayarlıyorum yönümü, güneşe doğru gitmek tek çabam.. İyiye gitmek, iyi hissetmek..

İspanyol ezgisi son tınılarını veriyor ve değişiyor şarkım.. Erlend Bratland – Mad World çalıyor şu an kulaklarımda.. Nasıl derin, nasıl etkileyici bir şarkısın sen öyle.. Melankolik, mest eden.. Bu şarkı o anki duygularımla eşleşirse değmeyin benim halime.. Yeri gelir heyecanım durulur bu şarkıyla, yeri gelir huzura varırım, yeri gelir öyle bir hal alır ki ruhum, dokunsanız ağlarım.. Öyle bir şarkıdır benim için..


Şimdiyse Katie Melua‘nın muhteşem sesi çınlıyor kulaklarımda, En az Mad World kadar etkileyici, en az onun kadar derin.. Bırakıyorum kendimi şarkının tınısına, Katie Melua dinliyorum sadece, başka hiç bir şey..

Ve bitiyor şarkı, bitmek istiyor gün artık benim için, ama ben izin vermiyorum.. Gündüz olmasın istiyorum.. Gece olsun, siyah olsun her yer, tek beyaz ben olayım siyahlar içinde istiyorum.. Belki çok şey istiyorum, bilmiyorum.. Ama yetişiyor tam o an banaAyo – These Days. Gün bitmek istiyor, ama ben geceyi bitirmiyorum.. Kahvem bitiyor, ama ben bitmiyorum.. Şarkılarla devam ediyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder